Türkiye’nin önde gelen kimya sanayi şirketlerinden Kimpur, çalışan memnuniyeti ve kurum kültürüne verdiği önemi bir kez daha kanıtladı. Happy Place to Work tarafından yapılan değerlendirmeler ve analizler sonucunda yüksek başarı elde eden Kimpur, Türkiye’nin En Mutlu İşyerleri Listesi’ne girerek ödülünü aldı.

Çalışan memnuniyetini en üst düzeye çıkarmak ve mutlu bir çalışma ortamı sağlamak için titizlikle çalışan Kimpur, bu çabalarının bir sonucu olarak çalışanlarının değerlendirmeleriyle belirlenen ‘’Türkiye’nin En Mutlu İşyeri’’ unvanına sahip oldu. Kimpur’un temel öncelikleri arasında, mutlu çalışan deneyimi sağlamak, çalışanların güvenliğini ve sağlığını korumak, gelişimini desteklemek ve eşitlik ilkesine bağlı kalmak yer alıyor.

Kimpur CEO’su Cavidan Karaca; Happy Place to Work tarafından yapılan değerlendirme sonucunda çalışanlarımıza verdiğimiz değeri bu şekilde gösterebildiğimiz için oldukça mutluyuz. Çalışanlarımızın memnuniyeti ve mutluluğu, işimizin merkezinde yer alıyor. Yönetim Kurulu Başkanımızın da kurulduğumuz günden bu yana vurguladığı gibi çalışanlarımızın gurur duyacağı bir firma olmak için her zaman çaba gösteriyoruz. Üretim tesislerimizdeki ve merkez ofisteki çalışanlarımız dahil olmak üzere, yaklaşık 350 çalışanımızın memnuniyeti için her zaman en iyisini hedefliyoruz.’’ dedi.

Kimpur İnsan Kaynakları Direktörü Türker Tuncer; ‘Kimpur olarak çalışanlarımızın mutluluğunu ve memnuniyetini en üst düzeye çıkarmak için düzenli olarak gerçekleştirdiğimiz çalışan bağlılığı anketleri ve sürekli geri bildirimle desteklenen katılımcı yönetim süreçlerimizle, çalışanlarımızın görüşlerini dinliyor ve ihtiyaçlarına uygun sürdürülebilir çözümler geliştiriyoruz. Çeşitliliği yüksek ve rekabetçi yan fayda içerikleri, esnek çalışma modelleri, çeşitlilik ve kapsayıcılığı teşvik eden politikalar, pozisyon ve çalışan özelinde sürekli eğitim ve gelişim fırsatları gibi birçok alanda çalışanlarımıza destek sağlıyoruz. Bu çabalarımızın sonucunda, çalışanlarımızın birlikte büyüme ve başarıyı deneyimleyebildiği etkin bir organizasyonel iklim yaratıyoruz.’